Art'n More
Tarihe Tanıklık Eden Enstrüman

TARİHE TANIKLIK EDEN ENSTRÜMAN…

Binlerce yıllık geçmişimizin; ninelerimizin, dedelerimizin anılarını, gözyaşlarını, ortak zevklerini, aşklarını, acılarını, heyecanlarını, kederlerini ve tüm duygularını kucaklayan tek tek her birinde bir yaşanmışlık olan ve her biri ayrı bir tarihe tanıklık eden ve o yaşanmışlıkları günümüze kadar taşıyan en büyük kaynaklardır türküler. Bir kültürü en iyi yansıtabilecek zamanın etkisi altında kalmadan yazılı olmasa bile dilden dile ulaşarak varlığını koruyabilecek çok güçlü yapılardır türküler.

Türk Halk Müziğinin günümüz öncülerinden Erdal Erzincan verdiği bir röportajda; “ Ben bağlamayı bir araba bir kamyon gibi görüyorum.  Türkülerde onun arkasında ki yük. Bağlama olmasaydı o yük taşınamazdı. Biz icracılar ise direksiyondaki şoförüz.  O arabayı çektiğiniz zaman yük yolda heder olur; o yük olmadığı zaman ise boş araba bir anlam taşımaz. Bize burada yol lazım şoför lazım araba lazım yük lazım…” diyerek bu özveri isteyen yolu çok güzel somutlamıştır.

Bağlama çalmak sanıldığı gibi zor bir iş değildir. Zor olan bağlamaya hak ettiği değeri vermek ve onu hak ettiği şekilde icra etmektir. Şimdi gelin bağlamayı biraz daha yakından tanıyalım.

Bağlamanın eski adı ile Lut’un Anadolu’ya milattan önce 1690’lı yıllarda Eski Hitit döneminde girdiği düşünülmektedir. Eski Hitit döneminde rastlanan bu çalgının çeşitli taşlar üzerine çalan kişiler ile birlikte resmedilmiş kalıntılar bulunmaktadır.   Lidyalılar ve Frigyalıların kullandığı bir çalgı olduğu kesin olarak bilinse de Urartular da bunu kanıtlayacak kalıntılara ulaşılamamıştır. Günümüze biraz daha yaklaştığımızda bağlama benzeri “pandura” adı verilen bir çalgının Bizans İmparatorluğunda kullanıldığı mozaiklere resmedilmiştir.

Bağlamanın batıya tekrar getirilmesi Türkler sayesinde olmuştur. Bağlamanın atası enstrümanlar Hakas bölgesinde yani Eski Kırgızların yerleşim alanı olarak tanınan bölgelerde bulunmuştur. Bu çalgıların iki telli ve perdesiz yapısı yapılan çalışmalarda net olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzde “dutar” denilen bu çalgı varlığını hala devam ettirmektedir. Asya Türklerinin sıklıkla kullandığı bağlama “kopuz” tel sayısı ikiden fazla olan bağlama ise “dombra” olarak adlandırılır.

Tarihçi Hammer’e  göre  uzun saplı bir kopuz türü olan “kolca kopuz’a” ilk madeni tel Anadolu’da takılmıştır. Böylece çöğürün ilk adımları Anadolu’da atılmıştır. Kopuzun deri olan göğsü metal tellerin basıncını karşılayabilmesi için ahşaba dönüştürülmüş sapı uzatılmış ve perde eklenmiştir. Günümüzde çöğür orta boy bir bağlamadır. Bu dönemde Anadolu’ya gelen Jean Benjamin de Laborde seyahatnamesinde “bağlama yahut tamburanın biçimi tıpkı çöğürün olduğu gibi yahut ondan daha küçük” diye bağlama ailesinin en küçüğü olan “curadan” bahsetmiştir.

Günümüze geldiğimizde bağlama ailesini;

  • Divan Bağlama (Akort türü: Bozuk Düzen)(İcra Biçimi: Tezeneli)
  • Bağlama Curası (Akort türü: Ruzba)(İcra Biçimi: Şelpe)
  • Tambura Bağlama(Kısa Saplı) (Akort Türü: Bağlama Düzeni)(İcra Biçimi: Tezeneli)

3 ana başlıkta toplayabiliriz.

 

 

Bağlama yapımında kullanılan en yaygın ağaç türü geçmişten bu yana kullanılan dut ağacıdır. Dut ağacı hem akustik hem görsel açıdan bağlama ile bir bütündür. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte artık bir çok ağaçtan bağlama üretimi yapılabilmektedir fakat iyi bir bağlama yapmak için iyi seçilmiş ağaçlara ve işi iyi bilen bir ustaya ihtiyaç vardır.

Tekne ve Sap olmak üzere iki ana bölümden oluşur bağlama.

Bağlamanın bacağa oturan arka kısmına tekne adı verilir. Daha önce genellikle dar ve sivri şekilde yapılan tekne günümüzde oval bir yapıya yerini bırakmıştır. Bundaki temel amaç farklı bir akustik yaratmaktır.

Kapak ya da  döş olarak da adlandırılan ses tahtası kısmı akustik açıdan bağlamanın en önemli kısımlarından birisidir. Bağlamada eşiklerin oldukça küçük ve tellerin oldukça ince olması, ses tahtasının önemini daha da arttırmaktadır. Ladin ve Köknar ağacı ses tahtası için kullanılacak en ideal ağaçlardır.

Sap kısmı notaların yer aldığı kısımdır. Sap kısmında tercih edilen ağaç türleri akçaağaç ve kayın ağacıdır. Sap için kullanılan ağacın hafif olması en önemli konulardandır.

 

Diğer enstrümanlar da olduğu gibi bağlama için de geçerli olan birkaç nokta vardır.

Enstrümanımızı nem, ani sıcaklık değişimi gibi durumlardan korumamız gerekir.

Çaldıktan sonra mutlaka bakımını yapmalı ve ondan sonra kılıfında muhafaza edilmelidir.

Tellerin oksitlenmesini beklemeden iki ayda bir tel değiştirmek gerekir.

 

 

Türküler ve Bağlama kültürümüzün en önemli unsurlarının başında yer alır. Gerekli özeni ve alakayı görmeyi hak eden değerlerdir.Saz kursu İzmir Bornova dediğimiz zaman Art’n More Sanat Ailesi gelebileceğiniz en doğru adrestir.İzmir Boronova Saz Kurslarında bağlamaya dair aklınıza gelebilecek tüm soruların cevaplarını alabileceksiniz.Saz kursları fiyatları düşünmeden önce mutlaka ücretsiz deneme derslerimize katılınız.

 

Yaşanmalı ve Yaşatılmalı…

Ücretsiz Deneme Dersleri İçin Arayın!

Comments are closed.