Piyano eğitim anlayışının ilk yüz yılında, genel olarak üç temel ilkenin kabul edildiği gözlemlenmektedir:
1) Piyano çalma tekniğinde güç parmaklardan alınmalıdır, kolun üst kısımları sabitlenmelidir.
2) Teknik çalışma tamamen mekanik bir işlemdir, her gün düzenli olarak yapılması gereken çalışmalardır.
3) Dersteki tek otorite öğretmendir, öğrenci onu taklit eder. Bu ekolün temelinde parmak hareketleri önemli olduğu için, Parmak Ekolü olarak isimlendirilmiştir. Çoğunlukla, doğrudan öğretmen taklit edilir: öğretmen bir piyanoda çalar, öğrenci farklı piyanoda onu taklit eder. öğrenci tam olarak öğrenene bu işlem birçok kez tekrarlanır. Piyanonun ilk çalma tekniği olan parmak ekolünün en önemli temsilcisi Muzio Clementi’dir (1752 – 1832). Clementi, beş parmağın tamamının eşit güçte olması gerektiğini savunmuştur. Bu çalışmada öğrenci, elini hareket ettirmeden sabit tutmalı, parmakları yukarıya kaldırıp kuvvetli bir biriçimde tuşlara basmalıdır. Günlük çalışmada eksik kalan saatler varsa bunları, bir sonraki günün çalışmasına eklemek gerektiğini yazmıştır. Aynı ekolü savunan Johann N. Hummel (1778 – 1837) de, bütün parmaklar üzerinde kontrol sağlandığı zaman teknik mükemmelliğe ulaşılabileceğini savunmuştur. Hummel, bu ekole uygun olarak, farklı parmak kombinasyonlarının kullanıldığı iki binden fazla alıştırma yazmıştır. Karl Czerny (1791 – 1857) ise, tüm çalma problemlerini çözmeye yönelik kısa ve uzun binlerce etüt yazarak, kendi eğitim anlayışını oldukça sistematik bir biçimde ortaya koymuştur. Czerny’nin düşüncesine göre, parmak gelişimi, mekanik jimnastiğe dayalıdır; yolunda gitmeyen konular, sürekli mekanik tekrarlarla çözülmelidir. Czerny’e göre teknik, müzikten ayrı olarak geliştirilmeli, sonra da geliştirilen bu teknik, müzik sanatıyla harmanlanmalıdır. Parmak Ekolü’nün bir başka temsilcisi olan Charles L. Hanon, ünlü Il Pianista Virtuoso albümünün girişinde, piyano tekniği problemlerini çözmek için oldukça kolay bir yöntem sunmuştur. Hanon’a göre her bir parmağı eşit bir şekilde güçlendirilirse, piyano için yazılabilecek her eser çalınabilir; tek problem, bu hareketlerin kendi aralarındaki uyumunu sağlamaktır ki, bu da, kolaylıkla çözülebilir (!). Mekanik gelişim o kadar ön plana çıkarılmıştır ki, kolun “zararlı” etkilerinden parmakları korumak için, bir takım mekanik aletler de icat edilmiştir. Bu aletlerin ilk örneklerinden birisi olarak kabul edilen Chiroplast, Johann B. Logier tarafından 1814’te patentlenmiştir. Bileği kolun ağırlığından kurtaran bir alt çubuk ve buna paralel konumlanmış, bileğin yukarı kalkmasını engelleyen ikinci bir üst çubuktan oluşan bu aletle elin düşey olarak oynatılması engellenmiş ve sadece yatay konumdaki hareketine izin verilmiştir. Benzer biçimde, piyanist ve eğitmen Friedrich W. Kalkbrenner (1785 – 1849) da, 1830 yılında, Logier’inkinden biraz daha basit olan kendi icadını sunmuştur. Elin düşmesini önleyen tek bir çubuktan oluşan alet, öğrencinin, kol ağırlığını hissetmesine engel olmayı amaçlamıştır; bu sayede parmak süratinin daha çabuk arttırılabileceği savunulmuştur. Kalkbrenner, çalışmayı tamamen mekanik bir işlem halinde düşünmüş, eli, yukarıda sözü edilen aletle sabitledikten sonra, öğrencinin, saatler boyu alıştırma yapmasını ve bunu yaparken de sıkılmamak için bir yandan gazete okumasını tavsiye etmiştir.
Art'n MorePiyanoda Parmak Ekolleri?